Yabancı Muris İçin Veraset İlamı Hakkında Yargıtay Kararı
T.C.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
E: 2012/7173 K: 2013/366
K.T.: 23.01.2013
DAVA: Hasımsız olarak görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Dava hasımsız olarak açılan mirasçılık belgesinin verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; murisin ve mirasçılarının Türk vatandaşı olmadığı, mirasın ölenin milli hukukuna tabi olduğu, murisin ve mirasçılarının vatandaşı olduğu Amerika Birleşik Devletlerinden alacakları mirasçılık belgesinin Türk mahkemelerinde tanınmasından sonra delil olarak kullanılmasının mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç davanın niteliğine, yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.
2675 Sayılı MÖHUK' nun 22. maddesi mirasın ölenin milli hukukuna tabi olduğunu, Türkiye’deki taşınmaz mallar hakkında Türk hukukunun uygulanacağını, mirasın açılmasına, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümlerin ise terekenin bulunduğu yer hukukuna tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Türk Hukukunda, veraset belgesi vermeye yetkili Türk mahkemesinin, yabancı miras bırakan hakkında, yabancı hukuka tabi mirası için veraset belgesi vermeyi engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır.
Öte yandan kesin hüküm teşkil etmeyen çekişmesiz olarak verilen mahkeme kararlarının tanınmasına ya da tenfizine olanak yoktur. Zira Türk Hukukunda mirasçılık belgesi aksi ispat edilinceye kadar mirasçıları gösterir. Bunun doğru olmadığı herhangi bir davada ileri sürülebileceği gibi iptali ve düzeltilmesi de istenebilir. Yabancı bir mahkemeden alınmış mirasçılık belgesine Türk Hukukunun tanıdığı ve kabul ettiği değerden daha fazla bir güç de yükletilemez. Aksi her zaman ispat edilebileceğine göre de tanınması yahut tenfizi yoluna da gidilemez. Somut olaya gelince; muris Özdemir G.’ün Türk Vatandaşı iken 1995 yılında vatandaşlığının kaybettirildiği, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı iken 1998 yılında öldüğü anlaşılmaktadır.
O halde öncelikle, davacıya murisin mirasçıları olduğu iddia edilen eşi ve çocukları ile arasındaki ırsi bağı gösteren, vatandaşı oldukları Amerika Birleşik Devletleri Mahkemeleri veya Nüfus Müdürlüklerince usulüne uygun düzenlenmiş ilam ya da nüfus kayıtlarını sunmaları için süre verilmeli, davacıdan menkul ya da gayrimenkul mallar hakkında mı yoksa her ikisi hakkında mı mirasçılık belgesi talep ettikleri sorulmalı, menkuller yönüyle davacının yardımından da yararlanılarak ( 2675 S.K. m.2 ) miras bırakının milli hukuku tespit edilmeli, taşınmazlar bakımından Türk kanunları uygulanmalı, mirasın iktisabına yönelik olarak murisin vatandaşı bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri ile karşılıklılık bulunup bulunmadığı araştırılmalı, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre gerektiğinde menkuller ve gayrimenkuller hakkında olmak üzere iki ayrı mirasçılık belgesi düzenlenmesi gerekebileceği düşünülmelidir.
SONUÇ : Hal böyle olunca; mahkemece anılan yönler gözetilmeden eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak, ayrıca yasa hükümleri yanlış yorumlanarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin ödenen temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 23.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.